2 Aralık 2006 Cumartesi

Thomas Bernhard- Yok Etme

Bernhard'ın 'Yok Etme' adlı romanını zor okudum. Herşeyden önce yazım tarzındaki inanılmaz tekrarlar. Bernhard bunu bilinçli yapıyor, ya da şöyle söyleyebiliriz; düşüncesinin akışındaki tekrarları ve döngüleri yazıya aktarmaktan geri durmuyor. Bu tekrarlar, kısır bir döngüye dönüşür kimi kez. Aynı tema, farklı ifadelerle bazen de bire bir aynı cümlelerle tekrar edilir. Ancak Bernhard çoğu yerde bu tekrar yöntemini bir konuya yaklaşmak ve derinleştirmek için uygun bir yol olarak kullanmış.

Kitabın bir diğer zorluğu da, anlatıcı kahramın içinde bulunduğu radikal nihilizm halinin çağımızın ruh haline çok yakın olmasından geliyor galiba. Aslında içinde bulunduğumuz duruma yakın bir ruh halini anlatan romanların daha kolay okunmasını gerekir galiba. Ancak, söz konusu olan, içine doğduğu topluma duyulan yoğun tepki olunca, bunu birilerinin Bernhard kadar canlı ve sert anlatması biraz kendimizin aynada görmek gibi oluyor.

Bernhard'ın kahramanı kendi çocukluğunun geçtiği yukarı Avusturya toplumunun darkafalığından, bağnazlığından, gösteriş merakından, dışlayıcılığından, koyu dindarlığından açık ya da örtük nasyonal sosyalistliğinden şiddetle nefret eder. Ancak nefreti bir anlamda kendini de sakatlamıştır. Çünkü ne kadar, kendi düşünsel dünyasını, uzaklarda Roma'da kursa ve bir daha doğduğu toprakları dönmeyi reddetse de, anavatanın boğucu atmosferi peşini bırakmaz...

Hiç yorum yok: