29 Aralık 2007 Cumartesi

Wikipedia ve Yeni Mülkiyet İlişkileri



Aralarında Diderot ve Montesquie’nin bulunduğu ünlü Fransız entelektüelleri 1731’de ilk ansiklopediyi yazmaya giriştiklerinde, “bir gün dünya uygarlığı topyekûn yok olsa ve insanlık her şeyi yeniden inşa etmeye kalkışırsa” başvuracakları bir ansiklopedi yaratmayı amaçlıyorlardı. Bugünden baktığımızda bu iddia, parodik bir epistemoloji fantezisine benzese de basılı ansiklopediler, söylemsel düzenimizin en önemli otoritelerinden biri oldular. Açık içerikli internet ansiklopedisi Wikipedia'nın , Encyclopædia Britannica’nın kapsamını yakaladığını ilan etmesi geleneksel ansiklopedilerin otoritelerini ciddi ölçüde sarstı. Sarsılan sadece ticari markalar değildi; seçkinlerce üretilen, dolaşıma sokulan, mülkiyetin kutsal haresiyle örülmüş ansiklopedik bilgi miti de ciddi bir yara almıştı. Okuyucularının içeriğini değiştirdikleri ansiklopedi fikri sonuçta bir Borges fantezisi değil, yaşayan ve sürekli gelişen devasa bir projeydi. Kasım 2007 itibarı ile Wikipedia dünya üzerinde 253 dilde yayın yapıyor ve yaklaşık 9,1 milyon makale barındırıyor.


Nasıl Başladı?

Wikipedia, 9 Mart 2000’de İngilizce ticari uzmanlık ansiklopedisi olarak başlayan Nupedia projesinin yardımcı projesi olarak ortaya çıktı. Projenin yaratıcıları bir yıl boyunca belirledikleri uzman akademisyenlerden sadece 22 makale toplayabildiler. Wikipedia’yı ziyaretçilerin içeriğine katkı yapabilecekleri ve elemeden geçtirdikten sonra ana projelerine katacakları bir portal olarak düşündüler. Ancak bir yıl içersinde, Wikipedia’nın kapsamı Nupedia’yı çok geride bıraktı. 2001 yılına gelindiğinde Wikipedia 18 dilde yayınlanan 20,000 makaleye ulaşmıştı. Bu beklenmedik gelişme sonucunda, 2003 yılında Nupedia ve Wikipedia projelerinin internet sunucuları fiziksel olarak ayrıldı.

Wikipedianın Türkçe kolu Vikipedi, 2003 yılında kuruldu. Vikipedi, kendini şöyle tanımlıyor; ” Vikipedi'nin içeriği dünyanın her köşesinden gönüllü insanların imece usulü ile meydana çıkardığı açık ve özgür bir ansiklopedidir. Bu site bir wikidir, yani dünya üzerinde İnternet'e bağlı bilgisayarı olan herhangi bir kişi, tüm sayfalarda (hatta bu sayfada bile!) ekleme, çıkartma, düzenleme yapabilir. Tek yapılması gereken şey sayfanın üstünde bulunan değiştir tuşuna basmaktır” Wikipedia projesi hazırlandığı her yerel dilde, İngilizce metinlerin çevirisi değildir. Belirli ölçüler içersinde bağımsız gelişir ve Wikipedia toplulukları başka dillerden çevirdikleri makaleleri belirtirler. Türkçe Wikipedia, Vikipedi’de şu an itibarı ile 97.064 makale bulunmaktadır. Dünya üzerinde yüz binin üzerinde Wikipedia maddesi bulunan diller ise şunlardır:
İngilizce (+2,100,000) ,
Almanca (+670,000),
Fransızca (+585,000) ,
Lehçe (+450,000),
Japonca (+440,000),
Hollandaca (+385,000),
İtalyanca (+380,000) ,
Portekizce (+344,000) ,
İspanyolca (+306,000),
İsveççe (+269,000),
Rusça (+221,000) ,
Çince (+155,000),
Norveççe (+141,000),
Fince (+140,000) ,
Volapük (+112,000)

Bu arada Volapük’ün, Esperanto’dan önce 1879 yılında J.M. Schleyer tarafından geliştirilmiş bir yapay dil olduğuna işaret edelim.
Wikipedia, dağıtıma, yeniden yaratıma ve içeriğinin ticari amaçlarla kullanmasına izin veren GNU Özgür Belgeleme Lisansı (GÖBL) kullanmaktadır ve ana sayfasında copyleft ilkelerine uyduğunu ilan etmektedir. Bilindiği gibi telif hakları anlamına gelen copyright kelimesindeki 'right' hem hak hem de sağ anlamına gelir, sol anlamına gelen 'left' eki her yerde olduğu gibi burada da özgürlüğü çağrıştırmak için kullanılmıştır. Mülkiyet ilişkilerinin yeni şekiller alarak derinleştiği bir dünyada çok heyecan verici bir anlam ifade etmektedirler.
Gerçekten de yeni bir yüzyılın şafağında, mülkiyet kavramının hiç hayal etmediğimiz sınırlara kadar uzandığını gözlemliyoruz. Üçüncü dünya ülkelerinde yetişen bitki tohumlarının patentini alan büyük şirketler bin yıllardır aynı ürünleri yetiştirmekte olan yoksul köylülere entelektüel mülkiyet hakları davaları açıyorlar örneğin. İki yıl önceki kuş gribi salgınında olanları herkes hatırlayacaktır; Gribe iyi geldiği iddia edilen basit ilaçların fiyatları birden astronomik bir düzeye gelmişti. Aslında söz konusu ilaçların üretimi çok zor değildi ve birçok yoksul ülkede çok daha ucuza üretilebilirdi. Ancak ilaçların üretim lisansını elinde tutan şirketler bütün dünyayı telif hakları davaları açmakla tehdit ettiler. Örneğin Microsoft gibi bazı büyük şirketlerin asla kullanmayı düşünmedikleri binlerce fikrin patentini aldıkları biliniyor. Bu şu anlama geliyor, eğer bir gün aklınıza insanlara yardımcı olacak ve ücretsiz üretilecek ve dağıtılacak bir proje gelirse, kendinizden fazla emin olmayın birinin önceden tescil ettirdiği mülküne çarpabilirsiniz. Yerinde bir tanımlamayla, bu yeni mülk sahiplerine siberlordlar deniyor. Burjuvalar değil de lordlar; çünkü ellerinde tuttukları çeşitli imtiyazların ve araziler aracılığı ile sürekli ve tartışılmaz bir rant elde etme şansına sahipler.
Mülkiyetin derinleşmiş biçimlerine karşı bütün bu özgür belgeleme, kullanım ve dağıtım deneyleri yeni birer direniş alanı olama potansiyeli taşıdığını ileri sürmek acaba erken heyecanlanmak mı olur? Belki de…

Vandalizm

Birçok özgür proje gibi Wikipedia’nın başında tam da liberallerin iddia ettiği bir bela var; Wikipedia terminolojisinde buna Vandalizm deniyor. Liberaller şunu sayıklar sürekli; “Eğer mülkiyetsiz, sınıfsız, otoritesiz ve şiddetsiz bir dünya kurulursa, kötü niyetli kişiler nasıl önlenecek?” Gerçekten de neredeyse kuruluşundan beri Wikipedia’nın özgür içeriğini kendi çıkarları için saptırmak isteyen, sayfaları boşluklarla ya da saçmalıklarla dolduran saldırılar oluyor. Ancak şu ana kadar hızlı gelişmesinin kanıtladığı üzere Wikipedia açısından kaba Vandal saldırılar liberallerin iddia ettiği denli büyük bir sorun oluşturmuyor. Vandalizm’le nasıl başa çıkıldığına dair hem Wikipedia hem de Vikipedi sayfalarında ayrıntılı açıklamalar bulmak mümkün.
Ancak tek sorun kaba Vandalizm değil kuşkusuz. Katılımcılar çoğaldıkça toplumdaki önyargıların, yanlış kanıların popüler otoriterizmin “özgür içerikleri” ele geçirme tehlikesi bulunuyor. Örneğin aşağıdaki maddede Wikipedia ve Vikipedi arasında önemli farklar göze çarpıyor.
“Kürdistan İşçi Partisi (Kürtçe: Partiya Karkerên Kurdistan), Türkiye'nin güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan bölgede bir devlet kurmayı amaçlayan[kaynak belirtilmeli] ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için Türkiye halkına karşı silahlı eylem yapan terörist örgüt.” Tabi ki Wikipedia’da “Türkiye halkına karşı silahlı eylem yapan terörist örgüt.”gibi bir cümle geçmiyor. Ama yine de Vikipedi’nin hakkını teslim etmek gerekir; bu maddenin başında üç temel uyarı yer alıyor, “Bu sayfanın Vikipedi standartlarına ulaşabilmesi için düzenlemesi gerekmektedir”, “Bu maddenin veya maddenin bir bölümünün referansları veya kaynakları belirtilmemiştir.”, “Bu maddenin tarafsızlığı konusunda şüpheler var.” Ayrıca maddeye ilgili tartışma sayfasına girdiğinizde, maddenin geçmişi üzerine ne tür tartışmaların yapıldığını görüyorsunuz ve tartışmalara katılabiliyorsunuz.
Üretildiği anın ve bağlamın bilginin içeriğine fazlaca sinmiş olması ciddi bir sorun olabilir. Ama burada da hemen şu soru gelir akla; bilgi zamandan ve mekândan bağımsız bir doğruluk iddiası ile üretilebilir mi? Üstelik zamanın ve mekânın izlerini taşımak sadece açık içerikli projelere özgü bir sorun mudur? Söz gelimi, Encyclopædia Britannica’nın 1911 de yayınlanan 11. baskısında Klu Klux Klanı aratmayacak derecede bir ırkçılık ve cinsiyetçiliğin hâkim olduğunu biliyoruz.

Wikipedia’nın başardığı kutsallık bozumunun en önemli sonucu, bize bilginin toplumsal mücadeleden bağımsız koşullarda üretilmediğini gösteriyor olmasında. Sadece bu bile Wikipedia’nın ve özellikle de Vikipedi’nin samimiyetle ve iyi niyetle emek verilecek ve katkıda bulunulacak projeler olmasını sağlar diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok: